Zaman kavramı ve insan hayatı üzerindeki etkileri üzerine sade ve anlaşılır dille yazılmış güzel bir roman. Hayatımızda "zaman" kavramının yerini, bu kavramın hayatımızı gizli bir güçmüşçesine nasıl yönettiğini ve adeta bu kavramın nasıl bağımlısı olduğumuzu bu kitabın sayfalarına bulacaksınız. Sabah 7 'de sabah oldu diye kalkmanın akşam 12'den önce henüz yatma vaktim gelmedi diyerek yatmamanın bizi zamanın etkisi altında olduğumuzu gösterdiğinin farkına bu kitabı okuyunca vardım. Kitabın bu teze karşı anti tezi zamana bağlı kalmadan uykumuz geldiğinde yatıp uykumuzu aldığımızda kalkmamızdır. Bu tez üzerinden gelişen olaylar kitapta kısa kısa işlenmiştir.
Son 50 sayfa hariç roman boyunca heyecan ve macera aramamanızı öneririm, fakat son sayfalarda gelişen olaylar polisiye romanlarına taş çıkartırcasına. Ayrıca zamanı takip etmemizi sağlayan saat-takvim sistemlerinin yokluğunda zamanımızı anlayabilmemiz için geliştirilebilmiş yarı hayali çözüm önerileri de okuyucunun dikkatini çekebilir.
Her şeye rağmen bir hafta sonu yarım günde bitirilebilecek kısa bölümlerden oluşan hoş bir kitap. Her ne kadar doyurucu bulmasam da zihinlerde oluşturacağı "hayatımızı zaman ekseninden çıkarmalı mıyım?" sorusu hayatımızın anlamını sorgulamamız açısından anlamlı bir soru.
Son 50 sayfa hariç roman boyunca heyecan ve macera aramamanızı öneririm, fakat son sayfalarda gelişen olaylar polisiye romanlarına taş çıkartırcasına. Ayrıca zamanı takip etmemizi sağlayan saat-takvim sistemlerinin yokluğunda zamanımızı anlayabilmemiz için geliştirilebilmiş yarı hayali çözüm önerileri de okuyucunun dikkatini çekebilir.
Her şeye rağmen bir hafta sonu yarım günde bitirilebilecek kısa bölümlerden oluşan hoş bir kitap. Her ne kadar doyurucu bulmasam da zihinlerde oluşturacağı "hayatımızı zaman ekseninden çıkarmalı mıyım?" sorusu hayatımızın anlamını sorgulamamız açısından anlamlı bir soru.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederim.
-ramazan akça-