25 Kasım 2012 Pazar

CUMALIKIZIK - PAZAR KAHVALTISI

Merhabalar
Bu Pazar benim için çok güzeldi ve sizlerle de paylaşmak istedim. Arkadaşlarım ile birlikte Cumalıkızık'ta idim. Cumalıkızık, sizlerin de hafta sonu için ailenizle geçirebileceği güzel bir alternatifiniz olur diye düşünüyorum; en azından AVM'ler ve diğer merkezi yaşam yerleri ile kıyaslandığında.
Cumalıkızık' ın tarihi yerine ve önemine girmeyeceğim, hepimiz Kınalı Kar dizisinden az çok aşinayız bu köye. Dizi ile birlikte Köy belki de uzun dönemdir hakettiği değer ulaşmış ve şu an alternatif bir hafta sonu kaçamağı haline gelmiştir. Yıldırım Belediyesi' nin desteği ile de "3 Bininci Yılında Cumalıkızık Projesi" kapsamında Köyde restorasyon ve yenileme çalışmaları devam ediyor. Bu çalışmalar sayesinde köy umarım gelecekte daha güzel bir yere gelecektir.
Çoğu kişi bilir Cumalıkızık' ı fakat nasıl gidilir bilmiyor olabilir. Araçsız olarak gitmek isteyen vatandaşlar, Osmangazi Tıp Merkezi' nin yanı başında bulunan mavi dolmuşlar ile 1.75 TL ile bu köye ulaşım sağlayabilir. Dolmuşlar çok sık hareket ediyor. Bu yüzden kendinizi yetişmek zorunda hissetmenize gerek yok. 



Yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuğun ardından Köy'e ulaşıyorsunuz. Köy' ün merkezindeki kalabalık resimden de görüleceği üzere. Kahvaltısını yapmış Köy turunu da bitirmiş ve henüz Köy'e yeni giriş yapan tüm ziyaretçiler açılan tezgahlara göz gezdirmekte.

                                     

 Köyden ne alınabilir demeyin. Cumalıkızık' ın ahududusu meşhur olmakla birlikte, her türlü reçel (portakal kabuğu, kestane,vişne, ayva ve adını sayamayacağım bir çok çeşit), salça (cevizli, biberli, patlıcanlı, aclı vs.), arı poleni, renkli kesme hamurlar, makarnalar, tahta oyuncaklar, kurutulmuş ekmekler, değişik şekilli haşhaşlı ekmekler. Hepsi birer görsel sanat eseri gibi Köylüler tarafından kurulan tezgahlarda ziyaretçilere sunulmaktadır.      



Saydığım ürünlerin ne kadarı doğal ve organiktir bilmiyorum. Fakat Arı Poleni aldığım teyze poleni kendilerinin toplayıp şişelediğini söyledi. İçimizi ferah tutup orada ekmeğinin peşinde olanlara inanmak daha güzel diye düşünüyorum ve anlatmaya devam ediyorum.


Yaptıkları ekmekleri, topladıkları cennet elmalarını, kurdukları turşuları evlerinin önüne kurdukları tezgahlarda beğenilere sunan Köylüler, yaşadıkları Köyün tarihi öneminin ne derece farkındadır bilinmez fakat Köylerinin popularitesinden ve bunu da bir ekmek kapısına dönüştürebildiklerinin gayet farkındalar. Kendi kendine yetebilen bir toplum olmak ise hedefimiz, bu da güzel bir örnek olsa gerek.
Kahvaltı için bir önceki sefer tercih ettiğimiz gibi Taş Ev'i tercih ettik. Köyün girişinden ilerledikten sonra ilk çatalda sağa dönüp biraz yürüdükten sonra görebilirsiniz. Amacımız reklam değil elbette fakat bazı lezzetleri de söylemeden geçemeyeceğim. Taş Ev hem bahçesi hem de 2 katlı bina içinde hazırladığı yöresel tarzda döşenmiş odalarda hizmet veren bir kahvaltı mekanı. Bir önceki gelişimizde bahçesi açıktı, fakat yaklaşan kış mevsimi de düşünülerek kapatılmış ve ortasına bir de soba konulmuş.



Soğuk havadan içeri girdiğinizde yüzünüze vuran sobanın keskin sıcaklığı, gözlemenin burcu burcu kokusu, küçük tabaklarda hazırlanmış kahvaltı menülerinin görsel şöleni; kısacası her şey güzel bir hafta sonu geçirmeniz için hazırlanmış gibi. Kahvaltı menüsünde neler mi var; cevizli baharatlı ve bitirinceye kadar başka birşey yiyemeyeceğiniz salça, bal, kaymak, ayva ve vişne reçeli, pekmez, yeşil ve siyah zeytin, tereyağ, taze peynir, kaşar peyniri, yaprak sarması, salatalık, domates, sigara böreği veee patates topu.


Gerçek adı bu mudur bilmiyorum ama patates topu kahvaltıyı niçin burada yapmanızı size anlatan bir yiyecek. Patates püresinin içine konulan lor ve sonrasında top haline getirilerek kızgın yağa atılarak hazırlanılan bir aperatif de dersem yanılmamış olurum sanırım. Çünkü doyumluk değil, yaptığınız kahvaltıdan daha fazla zevk almanızı sağlayabilecek bir yiyecek. Tatmanızı şiddetle tavsiye ederim. Tüm bu kahvaltı şöleni sınırsız çay ile birlikte sizlere kişi başı 15 TL'ye geliyor. Köy dediysek o kadar da Köy değil tabi; çünkü hesabınızı kredi kartınız ile ödeyebiliyorsunuz:) Bu arada menü o kadar zengin ki; kıymalı, patatesli, patlıcanlı, peynirli, ıspanaklı, gözleme çeşitlerinden denemeye fırsat bile kalmıyor inanın. Kahvaltı yapmadan önce sipariş verirken sizlere tavsiye verebileceğim  bir nokta ise, özellikle reçel, bal ve pekmezi azar azar konulmasını istemenizdir. Çünkü gayet bol konulduğu için yenilemiyor ve bu yiyeceklerin atıldığını bilmek ise bu güzel kahvaltıda aldığınız zevki düşürüyor. Az alalım ama biter ise gene isteyelim. Size bunu iletmemin tek amacı ise orada her masada yenilmeden kalan bir çok yiyeceğin durması, yani ziyan olmasıdır. Hassasiyetiniz için şimdiden teşekkürler.



Kahvaltı sonrasında yediklerinizi eritmenin, kalorileri yakmanın en güzel yolu Köyü gezmek olacaktır. Bu esnada gördüğüm güzel bir kare is aşağıdadır; Atatürk Her Yerde !


Köyü gezerken birkaç resim alma şansım oldu. Bu gibi yerlere giderken profesyonel bir makinanın eksikliği her zaman hissediliyor. Fakat taştan evlerin görüntüsü, en kötü makina ile çekilse bile gözlerden kaçmayacak bir güzellik.


Taştan evler ve yollar farklı bir yerde olduğunuz her daim hissettiriyor size. Taşlı yollar yağmurlu havalarda bile Köyü gezmenizi kolaylaştırıyor, çamur yok toz yok. Fakat size tavsiyem kesinlikle topuksuz rahat bir ayakkabı ile bu gezintiyi yapmanız olacaktır; mümkünse spor ayakkabı tabi ki.



Güzel bir Pazar günü geride kaldı. Hem de yoğun bir pazartesi gününün hemen öncesinde. Şehirden uzak, temiz havada, farklı bir kahvaltı yaşamak isteyenler için güzel bir alternatif. Aileniz ile birlikte AVM gezmesi yerine, güne daha iyi bir başlangıç yapabilmek adına nefis bir kahvaltı şöleni Cumalıkızık'ta sizleri bekliyor. Şehirleşmenin, betonlaşmanın son sürat yol aldığı bu dönemde, bu gibi alternatif yerler herkesin ilgisini çekmektedir. Köydeki kalabalık bunu net bir şekilde gösteriyor. Umarım bu gibi tarihsel öneme sahip alanlarımız, belediyelerimiz tarafından hep sahip çıkılarak gelecekte de bu şekilde yaşamaya devam eder. Sürekli kahvaltıdan bahsettiğim için sanmayın ki sabahın 9'un da burada olmalısınız. Hava kararıncaya kadar bu kahvaltı menüsünden faydalanabilirsiniz. Sizin için dilerseniz öğle yemeği olur dilerseniz brunch. Fakat lezzetli olacağı kesin.
Bu yazıda, bu tarihi Köyümüzün bir nevi tanılılırlığına küçük bir katkıda bulunabildiğimi ümit ediyorum. Umarım, özellikle yabancı turistler bu bölgemizin farkındalığına bir an önce varır çünkü gezimiz esnasında yabancı turiste rastlayamadık. Zengin kahvaltı sofralarımızı tadabilmeleri için güzel bir seçenek.

 Sağlıcakla Kalın!








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkür ederim.
-ramazan akça-

Taşınıyorum..

Yılı neredeyse yarıladık ve bu yazımda size yeni yıl hedeflerimden biri olan ve artık olgunluk aşamasına gelen Yeni Blog planımdan bahsedece...