Uzun bir dönemdir ara verdiğim yazılarıma tekrar başlayarak, sizler ile paylaşımlarda bulunmaya devam edeceğim.
İş değiştirme süreci elbette IK profesyonelleri tarafından ele alınarak değerlendirilen ve üzerinde makaleler yazılan bir konu, bu noktada benim amacım ise bir Y kuşağı olarak (1986) bu süreçte yaşadığım ve tecrübe edindiğim bilgileri sizlere paylaşmaktır. Bir önceki yazılarıma ilişkin mail ve mesaj yolu ile gelen sorular, yaptığım paylaşımların boşa olmadığını görerek yazılarıma devam etme de beni cesaretlendirmiştir.
Yazacaklarım herhangi bir teknik araştırma ya da kaynağa dayanmayıp, bizzat içinden geçtiğim süreçler sonrasında edindiğim tecrübeler ile sabittir ve bu sebep ile amatör bir blog yazarı olarak yapacağım yanlışlıklardan ötürü affınıza sığınırım. Yazdıklarım çoğu kişi için bilinen konular olsa da, genel anlamda tecrübelerimi de birleştirerek sizler için bir derleme yapmak istedim.

Bu süreçte, tipik bir Y kuşağı olarak yaşadıklarıma istinaden tavsiyelerimi maddeler hanlinde vermek isterim ki yazının bütünü içinde vereceğim bilgiler kaybolmasın ve daha kolay akılda kalsın. Faydalanabileceğiniz bir yazı olması dileği ile şimdiden iyi okumalar.
1) Özgeçmişiniz Güncel Olsun : Özgeçmişinizi her daim güncel tutmaya çalışın, burada belirli bir aralık vermekten ziyade, kariyerinizde attığınız her adımı (eğitim, proje, toplantı, sunum, organizasyon vs.) özgeçmişinize taze taze işlemenizi öneririm. İş arayışında olmasanız dahi, bu sizi takip eden IK'cıların listenize girmenize ve güncel takip listelerinde kalmanıza yardımcı olur. Bu konuda gözlemlediğim kadarı ile X kuşağı biraz daha pasif, çalıştıkları firmaya bağlılıklarından mıdır yoksa bu işi kendilerine iş yükü oldukların mıdır bilinmez özgeçmiş güncellemede Y kuşağı kadar istekli değiller.
2) Linkedin'i Aktif Kullanın : Linkedin, profesyonellerin sosyal ağı olmuş durumda ve gördüğünüzden daha fazla işe yarar bir platformdur. Sadece yazı, eğitim, ünlü söz vs. yayınlanan bir mecra olmanın yanın da İnsan Kaynakları Danışmanlık firmaları ve hatta bazı işletmelerin IK departmanlarıınn bizzat eleman arayışında olduğu bir sosyal ortam konumuna gelmektedir. Yeni mezun olabilirsiniz ya da sektörde henüz yeni olabilirsiniz, fakat Linkedin'deki bilgileriniz güncel olmalı. Öğrencilik hayatınızdan itibaren tüm kayda değer kariyer deneyimlerinize profilinizde yer vermelisiniz. Kısa zamanda olmasa da uzun zamanda farkedilebilirliğinizi arttıracaktır. Nasıl bir Linkedin profili oluşturabilirim diyorsanız, sektörde başarılı yöneticilerin profillerine girerek kendinize bir yol haritası çizebilirsiniz. Güncel bir Linkedin profiline ise zaman zaman iş teklifleri geldiğini zaman ile göreceksiniz.

4) Mülakatlara Gidin: Bu önerimi elbette benim gibi tipik Y kuşağı kişilere yapıyorum çünkü bu önerim X kuşağı yöneticiler için makul gözükmeyebilir. güncei bir özgeçmişe istinaden zaman zaman iş görüşmesi teklifleri alacaksınız. Bunu dönem dönem ben de almıştım. Kimilerini reddettim nedeni de lojistik ile ilgili kısa zamanda bir kariyer planı yapmıyor olmam ve çalıştığım işin zaten lojistik olmasıydı. Bu sebep ile aldığım maaştan daha yükseğini verebilecek firmaların tekliflerini nazikçe bir şekilde reddetmek durumunda kaldım. Ama sektörü yakından takip etmek, yeni kişilerle tanışmak için zaman zaman mülakatlara gittim. Her mülakat ile yeni bir firma ve yeni bir IK sorumlusu ile tanıştım ve her biri tecrübe anlamında bana farklı katkıları oldu. Bunu sizlere de öneririm tabi bu mülakt sürecini dengeli yönetmelisiniz, kendinizi net bir şekilde ifade etmeniz beklentilerinizi iletmeniz gerekli. Aksi takdirde, mülakatına bir girip çıkayım gözüyle bakıldığını farkeden IK sorumluları ile aranızda olumsuz konuşmalar yaşanabilir.
5) Kendinizi Amirinizin Yerine Koyun: İş arama sürecine başlamadan kendinize sormanız gereken sorulardan biri de gerçekten yeni bir iş arayıp aramamanız gerektiğini belirlemenizdir. Çok basit bir soru ile ilk admı atabilirsiniz; 5 yıl sonra şefiniz yada 10 yıl sonra müdürünüz yerinde olmak istiyor musunuz? Bu sorunun cevabı, yaptığınız işe devam edip etmemek de size yol gösterecektir. Elbette bu sorunun cevabı sonrası adım atmak kararlılık ve cesaret ister. İş değiştirmek anlık değişken kararların değil uzun dönemli alınmış ve planlanmış kararların sonucudur. Aksi takdirde bir önceki işinizi arayacağınız muhakkaktır.
6) Şeffaf Bir İş Arama Süreci Yönetin: Eğer belli bir bölgede çalışmayı düşünüyorsanız, emin olun iş hayatı çok küçük ve kısa zamanda birçok yüze aşina olduğunuzu ve bir çok firmadan iletişim kontaklarınızın olduğunu göreceksiniz. Bu da şu anlama gelecektir, her ne olursa olsun iş arama sürecinizi mümkün olduğunca şeffaf yönetin. Kariyer ve gelecek planları elbette önemli fakat bu planlarınızı gerçekleştirmek için mevcut amirlerinize rağmen adım atmayın (istisnalar hariç). 500 TL maaş artışı için iş değiştirmek için yapacağınız türlü oyunlar, ileride sektörde size ait kötü izler bırakacaktır. Tabi burada çalışanının iş arama sürecini vefasızlık ya da kadir kıymet bilmezlik olarak gören amirleri burada dışarıda tutuyorum. Mevcut iş arama sürecinizi amirlerinize mümkün olduğunca açık bir şekilde iletin, elbette özgeçmeşinizi birlikte hazırlayın ya da maşa teklifini birlikte değerlendirin demiyorum :) Ama sizden beklentiler çok yüksekken, kritik bir projenin lideri konumundayken, işiniz ile ilgili amirinize tek bir olumsuz geri bildirim vermemişken yapacağınız bir iş değişikliği kafalarda soru işareti uyandırabileceği gibi o firmaya geri dönüşünüzü zorlaştıracaktır. Kişiler gelip geçicidir ve kuruluşlar kalıcıdır, bu sebep ile daima arkanızda açık bir kapı bırakın. Emin olun, kariyer ile ilgili yapacağınız bir iş değişikliğini size değer veren amirleriniz anlayışla karşılayacaktır. Bu süreçte, eski yöneticimin beni desteklediğini ayrılığıma üzülse de bunu kariyerim için istediğimi (maa için iş değiştirmediğimi belirtmek isterim) bildiği için güzel bir ayrılık süreci yönettik. Burada amirlerin görevi de son derece büyük tabi ki. Umarım sizler de benzer bir iş değiştirme süreci yaşayarak arkanızda gülen yüzler bırakabileceksiniz.
7) Aradığınız İşin Ayağına Gidin: Kariyerinizin ilk adımını her zaman ilk iş deneyiminde atamayabilirsiniz. Bazı planlarınızın gerçekleşebilmesi için zamana ihtiyacı vardır. Her iş deneyimi hedefinize ulaşmanızda sizin için uygun basamaklar olacaktır. Bu noktada yaşayacağınız olası bir sıkıntı ise bölüm/departman değişikliğidir. İş arayışı sürecinde genel anlamda size şu anda yaptığınız iş ile ilgili teklifler gelecektir. Çünkü kimsa sizin yapabileceklerinizi tahmin etmeye çalışmaz, onun yeirne yaptıklarınız ile ilgilenir yani mevcut durumda yaptığınız iş ve tecrübeleriniz ile. Eski işimde iken aldığım iş teklifleri lojistik alanındaydı ve çoğu teklifi reddetmek durumunda kaldım. Fakat şunu da farketmiştim; istediğim işi ben kovalamalıydım, çünkü hiçbir IK sorumlusu bir tedarik zinciri mühendisine satış pozisyonu tekli etmeyecekti. Tabi burada diğer önemli bir konu ise, gittiğiniz mülakatta bölüm değişikliğini somut nedenler ile ve mevcut işinizdeki tecrübeleriniz ile bağlantılı hale getirmenizdir. Bir kalite çalışanı, her ne kadar istese de başvurduğu lojistik pozisyonu ile yapıtğı iş arasında bir paralellik kuramaz ise bu durum karşıdaki IK sorumlusunu tatmin etmeyecektir. Yaptığınız işteki benzerlikleri çekip çıkararak sunmak ve karşınızdaki IK sorumlusunu ikna etmek buradaki kilit konudur. Ne yazık ki sektörde bölüm/departman değişikliklerine negatif bakan firma ve IK sorumluları mevcut ve bu durum zaman zaman karşınıza çıkabilecek bir engeldir. Bu engeli ise aşmak tamamen sizin elinizdedir.
8) Teklifleri Farklı Açılardan Değerlendirin: İş arama sürecinde size bir çok teklifler sunulacaktır, bu teklifleri değerlendirmek ve tabi ki tercih tamamen sizin aradığınız kriterler ile ilgilidir. Kriterlerinizi daha önce oluşturduysanız, daha sağlıklı bir tercih süreci yönetebilirsiniz. Teklifleri kariyer, sosyal olanaklar ve maddiyat gibi kriterler ile teker teker değerlendirmeniz faydalı olacaktır. Yeni firma size nasıl bir pozisyon ve sorumluluk sunacak, hangi yetkinliklerinizi ve özelliklerinizi bu işte kullanabileceksiniz? Firmanın size sunduğu ne gibi sosyal olanaklar var, sosyal açıdan kendinizi geliştirebileceğiniz organizasyonlar mevcut mu? Maaşlar net mi yoksa brüt üzerinden mi anlaşılıyor, erzak-bayram harçlıkları-yıllık ikramiye mevcut mu, zam oranları neye göre nasıl belirleniyor. Özellikle maaş konusunda hassas olmak gerekiyor. Mevcut maaşınız, her ay size yatırılan ücret değildir. Firmanızın yıllık size ödediği, ikramiyeler, primler, harçlıklar, erzaklar vs. nin toplam bedelidir. Çünkü çalıştığınız firmada sıradanmış gibi gelen çoğu ödeme diğer firmalarda yer almamaktadır ve bu da yıllık toplam gelirinizi etkileyebilecek kalemlerdir. Bu sebep ile olumlu seyreden mülakatlar sonrasında maaş beklentinizi belirtmeden önce bu gibi bilgileri sormanız, maaş beklentinizi belirlemede size yardımcı olacaktır.Bu oknuda dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise, işe girişten sonraki ilk zam döneminde sizin için uygulanacak bir zammın olup olmadığıdır. Çoğu firma sene içinde işe aldığı personeline zam döneminde zam verirken ,bir diğeri ise ilk zam döneminde işe yeni giren personeli pas geçerek bir sonraki zam dönemine kadar herhangi bir artış yansıtmaz. Burada maaş beklentinizi yazarken, mevcut işte çalışsaydınız gelecek dönemde ne kadar maaşınız olacaktı sorusundan yola çıkarak bu miktardan az olmamak kaydı ile bir maaş beklentisi belirtebilirsiniz. Tüm bu konularda bir defa talep hakkınız olduğu için bu şansınızı iyi kullanmanızı ve bu doğrultuda bir maaş belirlemeniz faydalı olacaktır.
9) İstifa Edin ve Güzel Bir Kapanış Yapın:
Mülakatlara katıldınız, olumlu sonuçlandı ve maaş konusunda da anlaşmak üzereseniz. Bu dönemde size sorulacak nokta işe başlangıç tarihiniz olacaktır. Yeni işvereninize vereceğiniz tarih öncesi ihbar sürenizi hesaplamanız gerekmektedir. 6 aydan az çalışanlar için 2 hafta, 6 ay - 1,5 yıl arası çalışanlar için 4 hafta, 1,5 yıl - 3 yıl arası çalışanlar için 6 hafta, 3 yıldan fazlası için 8 haftadır ve çalışan istifasını verdikten sonra ihbar süresi kadar çalışmalı ya da ihbar

10) Kıdem Tazminatı Meselesi: İstifa sonrası, var ise içerideki izinlerinizin toplam ücreti ve son maaş döneminden sonra hesaplanan çalışma gününüz kadar ücretiniz hesabınıza yatırılır. Burada kafaları kurcalayan ve acaba istifa etmesem mi sorusunu akıllara getiren en önemli konu ise kıdem tazminatıdır. İstifa eden bir çalışanın kıdem tazminatı almaya hakkı yoktur (farklı durum söz konusu ise iş hukukunu iyice anlamak gereklidir). Fakat bir çok iş yeri istifa sonrası çalışanına bir vefa anlamına gelmesi sebebi ile kıdem tazminatının bir bölümünü ya da tümünü yatırabilmektedir. Brüt maaş üzerinden yatıralacak kıdem tazminatı, işveren için ciddi yük olacağı için çoğu durumda işveren tarafından uygulanmayabilmektedir ve çalışan da bu noktada herhangi bir hak talep edememektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın son döenmde bu konuda bir çalışması var fakat işverenler bu konuda hazır olmadığı için yasa henüz kabul edilmedi ve bu neden ile uygulamaya geçirilemiyor. Bu yasa ile tüm kıdem tazminatları koruma altında olacak ve işveren her yıl düzenli olarak çalışan adına bu tazminatı devletin oluşturduğu fona yatıracak. Tabi buradaki açık nokta, çalışanın bunu fırsat bilerek sürekli iş değiştirmesi ve işvereni de zor durumda bırakması. Fakat mevcut durumda işverenin güçlü olduğu göz önüne alınırsa, yasanın mevcut durumdan daha az adil olmadığı söylenebilir. Örnek vermek gerekirse, 5 yıl boyunca canla başla çalışan fakat yöneticisi ile anlaşamadığı için ayrılık kararı alan bir çalışanın herhangi bir kıdem tazminatı alamadan ayrılmasının herhangi bir haklı açıklaması olmaması gerekiyor diye düşünüyorum. Bu konuda devlet hem çalışanı hem de işvereni mağdur etmeyecek bir uygulama getirmeli. Aksi takdirde, her iş değişikliği ile kıdem tazminatı hakkınızı kaybedecek ve bu da sizi iş değişikliği konusunda iki kere düşünmenize sebep olacaktır. Halbuki olması gereken ise, kıdem tazminatının hak olarak kabul edilmesi ve çalışana ödenebilmesi için bir takım sorumluluklar getirilerek ancak yüz kızartıcı durumlar hariç çalışana ödenir duruma getirilmesidir. Kıdem tazminatı, işverenin aba altından gösterdiği sopası olmaz ise, işveren daha sağlıklı kararlar alan ve firmaya faydalı olabilecek gönüllü çalışanlar ile yoluna devam etme şansına sahip olacaktır. Bu da her iki taraf için daha faydalı ve verimli bir çalışma anlamına gelecektir.
İş değiştirme sürecini elbette 10 madde ile sınırlamanız mümkün değildir, her bir çalışanın bu süreci yönetebilmesi için farklı dinamikleri dikkate alması gerekmektedir. Bu konuda dinleyeceğiniz tecrübeler ve okuyacağınız kitaplar sizlere yol gösterici olacaktır.
Yazıma burada son vererek bu süreçten geçecek tüm profesyonellere başarılar dilyiorum.
Tüm okuyanların ve okuyacakların bol bol faydalanması dileğiyle.
Hoşçakalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederim.
-ramazan akça-